Gassuku 2007

Gassuku 2007

Gassuku 2007

  • 18 / 03 / 2019

Zorlu ve yorucu oniki saatlik yolculuğun ardından, nihayet Narita havaalanındayız.Pasoport kontrolünden sonra bizi çok değerli Sawada hanım karşılıyor.Kapıda bizi görünce çok seviniyor ve hemen fotoğrafımızı çekiyor.Biz ise yorgun, şaşkın, sevinçli ve çok mutluyuz. Kucaklaşıyoruz.
Fatih Topal'ın Kaleminden Japonya anıları ;

OLAĞANÜSTÜ BİR DENEYİM: BUNBUKAN DOJO, TOKYO

1992 senesinde kurulan Uluyama Türk Japon Kültür derneği, günümüzde birçok ilke ve başarıya imza atmaya devam etmektedir. Hasan Çelebi ve Fatih Topal Japonyada düzenlenen Uluslararası Jo jutsu semineri için Tokyada bulunmaktalar....

     Temmuz 2008 tarihinde Bursaya davet ettiğimiz Değerli usta Yasushi Kajitsuka Sensei ile birlikte çalışma yapan arkadaslarımız aynı zamanda 15 gun boyunca Dunyada Jo Jutsu konusunda yaşayan efsane olarak bilinen Nishioka Sensei ilede çalışma yapacaklar... Sabahları 6:30 da Tai chi ile gune baslayan Hasan ve Fatih yoğun çalışma programlarını Suezawa Senseiye ait BUNBUKAN HOMBU DOJO'da devam etmekteler.

(www.jodojo.com )

      Derneğimiz gelecek sene ise baska arkadaslarımızı Japonyaya eğitim için göndermeye devam edecektir.

Her sene bir üyemizi göndermeyi planladığımız Japonya Seminerlerine bu sene Fatih ve Hasan arkadaşlarımız katıldılar. Dünyada Jo ve Bokken konusunda Otorite olan “600 yıllık bir geçmişe sahip “Shinto Muso Ryu” okulunun seminerine katıldılar. Sabah 6:30 akşam 12:00 ye kadar devam eden yoğun tempoya rağmen arkadaşlarımız büyük bir tad aldıklarını belirttiler.
Sabah Sueazawa hocamızın evinin yakınlarındaki parka gidip “Bondori” ( müzik eşliğinde halk dansı) ve arkasından Tai Chi ile güne daha enerjik başladıklarını anlatmaktalar arkadaşlarımız.. Seminere katılan Fatih Topal arkadaşımız şöyle devam etmekte “Yoğun bir iş temposuna rağmen Suezawa hoca bir an bile çocukları gibi yanından bizleri ayırmadı. Diğer ülkelerden de birçok insan katıldı bu seminere, lakin bizlere Türkiye’den gelenlere ayrı bir özen gösterdi. Mesela herkes Dojo’da ( 15-20 kişi) bir arada yatarken bize özel iki kişilik oda tahsis etti. Gerçi her akşam bizim odamız toplanma yeriydiJ
Nishioka sensei ise   88 yaşına rağmen dinç ve sağlıklı yapısıyla bizlere gidilmesi gereken yolu işaret ediyordu. Tarihi bir çınar… 600 yıllık bir sanatı ancak böyle birisi taşıyabilir ve anlatabilir. Tek kelimeyle Büyüleyici bir insan.. Ayrıca Arai Sensei’ye de buradan teşekkür etmek isteriz. Ülkemize bu sanatı tanıttıkları ve başlangıcına vesile oldukları için…
Derneğimizin katkılarıyla gitmiş olduğum bu seminer için Tüm Uluyama’lılara minnattarım. Umarım gelecek yıllarda da başka arkadaşlarımızı gönderir ve onlarında anılarını ve bilgi birikimlerini hep birlikte paylaşırız.”


Zorlu ve yorucu oniki saatlik yolculuğun ardından, nihayet Narita havaalanındayız.Pasoport kontrolünden sonra bizi çok değerli Sawada hanım karşılıyor.Kapıda bizi görünce çok seviniyor ve hemen fotoğrafımızı çekiyor.Biz ise yorgun, şaşkın, sevinçli ve çok mutluyuz.
Kucaklaşıyoruz.
   Narita’nın içinden Tokyo’ nun merkezine varmak üzere trene biniyoruz,bir aktarma daha yaparak Nokano istasyonuna varıyoruz.İstasyon çıkışında bizi Suezawa Senseinin eşi karşılıyor.Sıcak ve samimi bir tanışma ve diyologtan sonra otomobile bagajlarımızı yükleyip yola çıkıyoruz, yaklaşık on dakika sonra Bunbukan dojodayız. Suazewa sensei çalışma kıyafetleriyle bizi salonun alt katında kapıda karşılıyor.O’da, bizde öyle sevinçliyizki….
O esnada Nishioka Senseinin dersi var,bir süre izliyoruz,ders bitiminde bizi Shinto Muso Ryunun baş hocasıyla tanıştırıyor.Sawada san bize dil konusunda yardımcı oluyor ve ayak
Üstü sohpet edip, hepberaber fotoğraf çekiniyoruz.
    Dojonun alt katındaki minik şirin odaya yerleşiyoruz.Yer yataklarımızı açıyoruz.Değerli yol aikidaşım, Uluyama Türk Japon Kültür Derneği Başkanı Hasan’ın bavulunun neden bukadar ağır olduğu anlaşılıyor.İçinden hergüne ayrı pantolon,gömlek,bilimum giyim eşyası fışkırıyor.
   O günün akşamı Suezawa Sensei, kızı Mariko san, Hasan ve ben akşam yemeğine gidiyoruz
Şirin,ufak bir restoranda hoş geldin yemeği,titizlik ve zerafetle hazırlanmış aperatifler eşliğinde spagetti yiyoruz.Bize özel bir çalışma programı hazırlayıp sunuyorlar.O kadar ince düşünceliler ki programın uygun olup olmadığını soruyorlar.Biz ise her şeye razıyız, hoca suyumuzu sıksa sesimiz çıkmaz…..
    Ertesi sabah programın ilk ışıkları saat 05:15 de Suezawa senseinin kapımızı tıklatmasıyla yakılıyor.Biz ise  jet lag nedeniyle 2 saat anca uyumuşuz ama çakı gibi fırlayıp eşefmanları
çekiyoruz.Dojonun yan tarafındaki parka giriyoruz, on dakika kadar yeşilikler içinde yürüyoruz. Yanımızda Suezawa senseinin kayın biraderide var.jimnastik öğretmeni olduğunu söylüyor. Sağolsun, daha sonraki günlerimizdede bizimle çok ilgilendi.
   Parkın içinde genişlik bir alana geliyoruz. Yaklaşık 15 kişilik bir grup her sabah Tai Chi ile başlıyor güne, bizde onlara katılıyoruz. Tai chi nin dingin devinimli enerjisi içimize doluyor.
Hepsi Suezawa senseinin arkadaşları ve Pazar dahil her sabah Tai Chi yapıyorlar. Bizimle tanıştıklarında ve Türk olduğumuzu öğrendiklerinde, mutlu olduklarını gördüm.
    Daha sonra 06:15 e kadar serbest; isteyen yürüyor,koşuyor yada gerdirme demirlerinde kaslarını açıyor.Bir grup ise Bondori (Geleneksel Japon Halk Dansı) yapıyor.Öğretmen yere kare bir bez serip üzerine mini kaset çaları koyuyor, kutunun içinden kaset seçip takıyor ve parça eşliğinde bir daire dans ederek dönüyorlar. Hepsi altmışlı yaşlarında , ruhları tazecik bahar çiçeklerinin güzellikleriyle dolu genç hanımlar. Çoğu sabah bende onları izledim ve arada onlara katılıp Bondori yapmaya çalıştım.
    Saat 06:15 de beş hocanın önderliğinde Taiso (sabah beden eğitimi) başlıyor.Alan olabildiğince insanla doluyor.Yürüyüşe çıkanlar, köpeğini gezdirenler o vakit oradalar ve hepbirlikte müzik eşliğinde yarım saat kadar 3 bölümden oluşan hareketleri yapıyoruz.
Japonya’da kaldığımız süre boyunca her sabah (Gassuku hariç ve bir sabahta şiddetli yağmur vardı) bunları yaptık ve hepsindede kendimi hafif, rahatlamış ve sanki cennetteymişim gibi hissettim.Tabiki o parkataki topluluğun saf enerjisi ile……………
   Sonra Bayan Suezawa nın ellerinden nefis bir kahvaltı ziyafeti.Biraz dinlendikten sonra 09:00-12:00 arası aikido ve jodo çalıştırıyor Suezawa Sensei bizi. Antramandan sonra kafayı vurup uyuyoruz. Akşam 17:00 da cıvıl cıvıl çoçuk sesleriyle uyanıyoruz.Suezawa senseinin yaşları 6 ile 11 arasında değişen öğrencileri geliyor üst kattaki dojoya, bizde gilerimizi giyip çıkıyoruz yukarı.Hoca tanıştırıyor önce bizi ve beraberce çalışıyoruz aiki yolunda şen, mutlu çoçuk grubuyla….